Thursday, December 15, 2011

semper fi










in vw camper t1 we trust..
lego | video

Tuesday, October 11, 2011

when I'm feeling blue


New Girl basladi ne de guzel oldu, her hafta Zooey'yi gormek.. Gecen hafta ucuncu bolum vardi ve sonundaki dans sahnesi 1 dakika 30 saniye her ani sahane! Sarkiyi dinlemeyeli yillar olmus ve Phil Collins'i, bu sekilde karsilasmak isin icinde Jess olunca tum gece mirildanma ile sonuclandi ;)



Daha da orjinali :) The Mindbenders

Tuesday, September 20, 2011

gecen haftadan notlar

Insanlik icin kucuk benim icin ise keyif dunyam icin buyuk onemli kayiplarin oldugu bir hafta..
















Entourage bitti! Hala saka gibi ama gercekten bitti her ne kadar ufukta bir film ve olasi bir Ari Gold projesi gozuksede.. Benim icin Istanbul'da baslayan ve sonra gang ile ayni sehirde devam eden, La'e gitme nedenim :)) hatta gidince entourage gercekmis olm diye arkadaslarimi kiskandirdigim.. :)) saka saka, ve yine burada biten.. Sirf bolum sonu credits sarkilari bile muazzam olan, her ne kadar tum karakterler sevilse de Ari, Drama ve Lloyd'un oldugu sahneler ve repliklerin benzersiz oldugu muhtesem dizi.. bitti. Tam anlamiyla end of an era... yine de Drama ne demisti, Victory!!













Borders Kapaniyor! Amerika'da bulundugum sure icerisinde en keyifli zamanlarimi gecirdigim, zaman zaman uzak kaldigim bazi degerleri tekrardan hatirlatan ve zevk almami saglayan meditasyon merkezim. Bir Border subesi yaninda olmak ve gunun maksimum verim ve mutlulukla gecmesi ayni anlara denk gelirdi. Tamam Barnes&Noble ve hatta cok caresiz zamanlarda Hastings de imdada yetisti ama yerini alamamislardi. Uzuldum vesselam...

Bir digeri hakkinda uzun konusmayacagim veya analiz yok ama Liverpool'umun dustugu durumlar.. Tabi ki ynwa ama not like this yahu!

Neyse allah baska dert vermesin diyor, dunku Emmys ya da Modern Family Awards ile yuzumuzu gulduren basta Amy Poehler olmak uzere tum camiaya ve akademiye tesekkurlerimizi iletiyoruz.

Friday, September 9, 2011

95>488

sometimes even feelings don't change...

-dag basi mi burasi? -degil mi sanki?














26.Kez de olsa bu aksamin en guzel karari..
dag basi mi burasi?

Sunday, September 4, 2011

norwegian wood











Haruki Murakami'nin 1987 tarihli romani Norwegian Wood ve bu kitapla Japonya'da bir anda unleniyor kendisi. 2000 yilinda ise Ingiltere ve Amerika'da ve tabi sonra dunyaya yayilan gercek anlamdaki ingilizce cevirisi cikiyor. Toru Watanabe 37 yasinda 747'nin koltugunda otururken bir anda calan Beatles - Norwegian Wood onu ta gerilere 1960'lara goturuyor. En yakin arkadaslari Kizuki'nin olumu ve Toru'nun Naoko ile baslayan hikayesi ve sonra buna dahil olan Midori ve diger karakterler. Universite yillari, Tokyo, 60 lar, iliskiler, kayiplar, kimlik arayislari, cinsellik, akli evvel durumlar ve Murakami dunyasinin icinde kaybolus. Benim okudugum Jay Rubin cevirisiydi ki kesinlikle cok basarili, hatta bir kac yerde Murakami'nin kendi cevirdigine dair birseyler okumus ve inanmistim da. Spoiler vermiyorum tabi fakat sunu soylemekte sakinca yok kitabin sonu zaten cok acik, yani pek cok senaryo ihtimalinde bitiyor ki zaten o sondan ziyade hakikaten o meshur 'journey' basli basina guzel olan, o anlatimla hikayelerin, mekanlarin ve olaylarin grafige bu kadar guzel dokulmesi zaten kitap bitmesin dedirtiyor. Her okunusta zirvede birakip bir sonrakine previously on NW seklinde dizi havasi veresi geliyor insanin :) Diger Murakami kitaplarindan ayrildigi ve daha ayaklari yere bastigi soylenmis, tasidigi gerceklikten oturu hatta otobiyografi iddialari yapilmis fakat Murakami bunu yalanlayip genclik yillarinin Toru'nunkine oranla cok daha tekduze ve sikici oldugunu ifade etmistir.

Tabi ki sinema camiasi bos durmamis ve boyle bir eseri kendi dillerinde yorumlamak istemislerdir. Yine tabi ki pek cok kitap gaziyla yapilan filme olan olmus ve elde kalan bir avuc hayal kirikligi olmustur. Gectigimiz gunlerde Turkiye'de de 'Imkansizin Sarkisi' adiyla gosterime girmistir (Kitap da bu ismi tasiyor Turkce cevirisinde). Nerden baslasam elimde kaliyor, yani zaten normalde hikayeyi Toru anlatiyor kitapta, tum deneyimleri, duygulari, bunalimlari ve gelisimi hep ilk agizdan dolayisiyla neyi, neden, nasil ve hangi kosullarda yaptigini birebir gozlemliyorsunuz. Filmde tek kelime yok buna dair, yani adam ortalikta dolasiyor, birileriyle oluyor ve tek kelime etmeden nedeni niyesi yok. Bu basli basina bitiriyor filmi zaten, ustune karakterlerde alt-ust yapi falan hak getire. Toru filmde uyuz bir tip olmus cikmis halbuki kitapta gayet (ne yaparsa yapsin) sevimli kerata, yakin hissettiriyor. Bu arada Toru'nun gerek sarkilar(record storeda calismasi etkisiyle de), gerek Amerikan edebiyati ile ilgili bilgisi ve genel olarak da ciddi bir Amerikan kulturune sahip olmasi ve orneklemeleri sayesinde bazen karakterleri gozunuzde canlandirirken insan cekik olduklarini unutup herhangi sokaktan karakterler olarak da dusunmeye baslayabiliyor. Ufacik spoiler - Misal Naoko'nun yattigi Sanatorium benim gozumde boyle beyazlar, deli modern odalar, muhtesem yesillik,doga falan cok farkli filmdekinden. -

Neticede bazi seyleri guzel birakmak gerekiyor, illa bundan ben de faydalanayim veya iyi niyetle de olsa buna bir de ben al atayim dememek gerekli sanirim. Sonra imkansizin filmi olup cikiveriyor.
Kitabi kesin okuyun, filme sakin gitmeyin hatta mumkunse izlemeyin de.

Sunday, August 14, 2011

na na na na

Uc farkli zaman dilimi, uc apayri sarki, ucunu de zevkle dinliyor(uz)duk...

Wednesday, August 3, 2011

d'oh!


Male version: She wants it too! Actually ‘No’ is ‘Yes’ so push!
Bknz: Tarik-Bubik or Alper-Ada.

Female version: He’s in to you! He did it on purpose just to make you jealous! He likes you! He’s in love with you!
- Totally!

Even animals learn from experience. We’re still Homer Simpson generation! Of course there’re exceptions but still.. so then, Bam! Pek sevgili idgie’nin de surekli kullandigi gibi, ve artik… perception is reality!

lutfen cocuklari pistten alalim


Yine uzuuun bir ara, ve bu sefer fitili atesleyen sinir bozan isyan icgudusu. Buyuk bolumunu malum ayriligin olusturdugu bu arada su ana kadar daha onemli,ilginc ve kayda deger anlar olsa da acilis bu ‘kutsal kurum’a denk geldi.

Bugune kadar pek cok yakin arkadasim da dahil olmak uzere hatiri sayilir orandaki tecrubemle ciddi bir nikah-dugun katilimcisi olarak takriben 10 senedir bu gorevimi idame ettirmekteyim, ozellikle son 5-6 yillik surecte en sade nikahindan en satafatli dugune kadar zengin bir icerige goz atma sansim oldu. Girisi cok uzatmadan son olarak burada uzum yemek amacimiz bagcilar benim kardesim :) o yuzden evli kardeslerim alinmasin, oturmus bu sisteme isyanimiz cok da fazla baska secenegi olmayan insanogluna degil.. en azindan direkt olarak degil :) Sonucta dillendirilecek cumleleri simdiden duyabiliyorum bekara hatun bosamaktan tut seni de gorucez arslanim tarzina kadar, ve burada tek siginagim ‘allahim bari bu laflari yedirtme’den oteye gidemez :)

Izdivac hadisesinin bu kadar sektorlesmesi gercekten can sikici. Tabi ki belli ritueller ve kliseler yapilmak zorunda, hele ki olay bir anlamda aileler evleniyor boyutunda vuku buluyorsa. O yuzden bu konuda cok da disaridan yasamadan yorum yapmak dogru degil belki ama olan biteni gormek ve anlamak icin de illa kendinin evlenmesine gerek yok, yakin-uzak cevrende bile gozlemleyip kavrayabilirsin durumu. Yine de savundugum sey ideal olana -en azindan kafamda- daha yakin. Su ana kadar carkin disina cikip da tum bu curcunayi elinin tersiyle iten arkadasim yok, kim bilir belki de gizli bir olusumun uyesi oluyorsundur teklif ettiginde veya evet dediginde ve kararlari artik sen alamiyorsundur sirket yapman gerekenleri soyluyor ve seni yonlendiriyordur, eger soylenenleri yapmazsan sevdiklerin tehlike altinda oluyorlardir bilmiyorum! ‘the company’ hesabi, “butun masalari dolasacaksiniz tamam mi hem de bizim istedigimiz sirayla yoksa kucuk kuzen berkay’i bir daha goremezsiniz!” ya da “fatih urek’in sarkisinda butun li li leri soyliyeceksiniz aksi takdirde salon takimina kayinvalideler karar verir!” veyahut “Su ana kadar kazandiginiz ve cok daha anlamli sekilde kullanacaginiz bizim belirleyecegimiz miktari soyledigimiz oranlarda kuyumcu, fotografci, kiyafetci, mekanci, cateringci, organizasyoncu, mobilyaci, cicekci, ulasimci, simitci, kahveci, gazozcuuu esnafa dagitacaksiniz yoksaaa bundan sonraki tum tatillere dort bir yaniniz ufak cocuklu ailelerle cevrili deniz otobusuyle gidip gelirsiniz!”
Tamam sonuncusu cok agir oldu, dusmana yapilmaz :)
Neticede cok uzatmayalim ama bencil olmanizin mazur gorulebilecegi ender gunlerden biri bu hayatta, herseyden once sizin mutlu mesut bahtiyar olmaniz gereken ve caniniz istedigi gibi sekil bulmasi gereken bir gun. Aylar oncesinden baslayan stres ve sikintili gunlerin sonucunda ne oldup bittigini anlayamadiginiz fakat deli yoruldugunuz Murphy kanunlarinin sonuna kadar gecerliligini korudugu bir gece. Katilana kalan ordovr tabaginin ertesi gune etkisi ve elde bir adet balmumu gelin ve damat fotografi, terli kisimda patlamis flas ve gecenin bitmesinden saatler sonra cozulen yarim ay siritis.
Bu mudur? Budur!
Olacak o kadar jenerigiyle bitirelim “arada bir dilimiz surcer ise affola, tutmasini biliriz de kemigi yok bunun..”

Bekar ;)

Tuesday, August 2, 2011

fikrimin ince gulu


    
Other versions | muzeyyen senar | sevval sam